SAKARYA UYGULAMALI BİLİMLER ÜNİVERSİTESİ
İletişim Koordinatörlüğü
Türkiye küresel sistemdeki güç değişimine hazır
“Güncel Küresel Siyasette Türkiye” konulu söyleşiyle SUBÜ Konuşmaları’nın 106’ncı
konuşmacısı olan SETA Genel Koordinatörü Doç. Dr. Nebi Miş, “2000’lerden itibaren
yaşadığı krizlerle bir dayanıklılık geliştiren Türkiye, bugün küresel sistemdeki çoklu
krizlere en hazırlıklı ülkelerden biri haline geldi” dedi.
Sakarya Uygulamalı Bilimler Üniversitesi (SUBÜ) tarafından düzenlenen SUBÜ Konuşmaları’nın
106’ncı konuşmacısı, “Güncel Küresel Siyasette Türkiye” konulu söyleşiyle Siyaset, Ekonomi ve
Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) Genel Koordinatörü Doç. Dr. Nebi Miş oldu.
Moderatörlüğünü Sakarya Sosyal ve Kültürel Çalışmalar Uygulama ve Araştırma Merkezi
(SAKUM) Müdürü Dr. M. Alper Cantimer’in üstlendiği söyleşide; dünyadaki güncel gelişmeler
ışığında Türkiye’nin değişen ve gelişen rolü konuşuldu.
Küresel sistemde belirsizlik
Dünyanın köklü bir dönüşümden geçtiğini ifade eden SETA Genel Koordinatörü Doç. Dr. Nebi
Miş, “Soğuk Savaş sonrası düzen aşındı, yeni bir düzen ise henüz kurulamadı. Bugün hem eski
yapının çözülmesini hem de yeni güç mimarisinin arayışını aynı anda yaşıyoruz. Artık güç
Batı’dan Doğu’ya kayıyor ve Asya ülkeleri küresel dengede daha belirleyici hale geliyor. Bu geçiş
dönemi, dünyanın köklü bir değişim mi yoksa uzun soluklu bir kriz mi yaşadığı sorusunu
gündeme getiriyor” dedi.
Ekonomide dayanıklılık arayışı
Küreselleşmeden korumacılığa geçiş sürecine dikkat çeken Miş, “1990’larda devletler ulus-üstü
yapılara yetkilerini devrederken bugün yeniden kendi kendine yeterlilik anlayışını öne çıkarıyor.
Gümrük duvarları yükseliyor, korumacılık artık ekonomik düzenin ana dinamiği oldu. Devletlerin
borçluluğu artarken ekonomik kırılganlıklar yeni politikaları zorunlu hale getirdi. Artık
verimlilikten çok dayanıklılık ve direnç kavramları öne çıkıyor. Pandemi bu dönüşümün en büyük
hızlandırıcısı oldu.”
Türkiye’nin kriz hazırlığı
Türkiye’nin çoklu krizlere erken hazırlık yaptığını belirten Miş, “2000’lerden itibaren kendi
krizlerini yaşamış bir ülke olarak Türkiye, kriz çözme kapasitesini geliştirdi. 15 Temmuz Darbe
Girişimi gibi süreçler devletin ve toplumun dayanıklılığını arttırdı. Savunma sanayiinde yerlilik
oranı yüzde 20’den yüzde 80’e çıktı. 500’e yakın şirket ve 100 binden fazla nitelikli çalışan bu
alanda görev yapıyor. Türkiye İHA ve SİHA üretiminde dünyanın ilk üç ülkesi arasında yer alarak
stratejik bir aktör konumuna geldi” diye konuştu.
Diplomatik etki
Küresel sistemde adalet arayışının önemine vurgu yapan Miş, “Türkiye artık sadece bölgesel
değil, küresel sistemi etkileyen orta büyüklükte bir güçtür. Gazze’de bir ateşkesin ortaya çıkması
bile Türkiye’nin diplomatik alandaki başarısı ve çabalarıyla oldu. Türkiye bugün için küresel
sistemde bir söz söylüyor: Bir küresel adalet eleştirisi ve bunun üzerinden bir adalet arayışı, bir
teklifi var. Dünya Savaşı sonrası egemen güçlerin oluşturduğu Birleşmiş Milletlerin yapısının
küresel adaletsizliği derinleştirdiğini söylüyor ve burada bir reform teklif ediyor. Türkiye çok
taraflı bir dış politika ve güvenilir bir devlet üzerinden sonuç alıcı bir yerde duruyor.”
