Makamı Korumak
Bu şehirde Sakaryaspor başkanlığı makamı Sakarya Valiliği, Üniversite Rektörlüğü, Büyükşehir Belediye Başkanlığı makamına manen denktir. Sakaryaspor Başkanı şehirde birkaç ay içinde en çok tanınan isimlerden biri haline gelir. O, bu makamlarla ana başlıklara, televizyon programlarına, sosyal medya paylaşımlarına içerik olmaya başlar. Burada Sakaryaspor taraftarı olan yüzbinleri, takımın sempatizanı olan milyonları temsil etmeye, onlara temas etmeye yetkilidir. Bu gerçekten ciddi bir iştir. Lafının eri olmayı, attığı imzanın arkasında durmayı, vadettiği günün bekçiliğini gerektirir.
22 Haziran’dan bu yana başkan Gökhan İn ve ekibi belki iyi niyetle, gerçekten gayret ederek bir çaba içerisine girdi. Fakat zaman geçtikçe uzaktan hoş duyulan davulun sesini kulağının yakınlarında duymaya başladığından itibaren durum farklılaştı. ‘’Seçimden önce’’ ilk vaat olarak sunulan Michel Salgado’nun gerçekleşmemesi şehirde yeni yönetim hakkında soru işaretleri oluşması için yetti. Salgado’nun doğru bir isim olup olmadığını tartışmak değil niyetim. Sakaryaspor başkanının verdiği sözle daha sonraki eylemleri arasındaki boşluğun çok kısa bir sürede onun aleyhine nasıl döndüğünü görebilmek, kulübün geleceği açısından hepimize bir tecrübedir aslında.
Bu çizikten sonra, hocalık kariyerinde bu lig seviyesinde ciddi bir başarısı olmayan Suat Kaya isminin takımın başına getirilmesi şehirde ikinci bir hayalkırıklığıdır desek kimseye haksızlık etmeyiz sanıyorum. Peşinden, istenilen takımın beklenenden çok daha geç oluşturulması, rakiplere göre yirmi-yirmi beş gün sonra top başı yapılması, yine vadedilen kamp programının yerine getirilmemesi, ‘’bu şehrin çocuğu’’ bahanesiyle amatör liglerden takıma oyuncular alınması gibi sebepler Gökhan İn ve ekibi çevresindeki güven alanını oldukça zedeledi. Başkan İn ifade ettiği ‘’2 adet kombine sattık’’ eleştirisini süreçle beraber okursa bazı sebeplerin kendisi ve ekibinin tutumundan kaynaklandığını daha iyi anlar.
Kaldı ki Sakaryaspor taraftarının kombine kültürü kendi potansiyelinin çok altındadır. Gökhan İn öyle şaşırmış olarak bunu ifade ediyor ki bu işlere ‘’yabancı’’ olduğu hissini veriyor. Oysa Sakaryaspor’u uzun yıllar takip eden herkes bunu bilir. Başkanın üzerindeki acemilik sadece bilet satışı üzerinde değil, kaynak oluşturmada da geçerli. Sanki sanıyormuş ki o başkan olunca ‘’bir yolu bulunur’’. Yok, bulunmuyor. Bu şehirde bunu bilmeden, gerçekten iyi tartmadan başkanlığa aday olmak bu günlerin esas sebebi.
Her şeye rağmen Gökhan İn ve ekibi iyi bir futbol takımı kurdu. Geçtiğimiz yıllara oranla bu takım direkt çıkmaya daha müsait bir takım. Fakat başkan ve yönetimin görevi sadece takımı kurmakla bitmiyor; bunun devamını sağlamak, peşinat-maaş-prim ödemelerini aksatmadan yapmak seçilenlerin maddi anlamda temel uğraşlarından biri. Bunlar için kendinden ziyade başka kapılardan medet ummak ve bu uzun dönemi bu şekilde atlatabileceğini sanmak bu krizleri neden yaşadığımızın net cevabı. Evet İn’e bazı anlarda haksız eleştiriler, önyargılar oldu; aldığı oydan tutun, yaptığı iş, kim olduğu gibi işin başına geldikten sonraki günlere katkısı olmayacak şüpheler çoğaltıldı. Bazı sosyal medya hesaplarının aleyhinde örgütlendiği anlara ben de şahitlik ettim fakat bunlar esas problemlerin yanında devede kulak kalır.
Sakaryasporluluk geçmişi bakımından eski başkanlara göre zayıf kalan Gökhan İn’in buradan da hanesine eksi yazması, kulübün zaten herhangi kalıcı bir yapı üzerine, gelir getiren hiçbir hamleye dayanmadan emaneten ayakta durmasıyla birleşince kaçınılmaz son oldu.
Sakaryaspor’un esas gayesini uzun yıllardır yazıyorum. Bunu tekrar etmeye gerek de yok. Şehrin bütün paydaşlarının oluşturduğu ‘Sakaryaspor Meclisi’ hem maddi hem manevi bütün sancılarımızın ilk pansumanı. Bunu yapmadan bize kalıcı huzur yok.
