Salı Sofrası
Taşdemir’den Nasihat ( En az beş takviye yapın yoksa düşersiniz )
Sakaryaspor yönetimi İrfan Buzla yolları ayırdıktan sonra teknik adam arayışlarına ( Ben bu yazıyı yazarken Şaban Yıldırımla görüşüyorlardı ) devam ederken listede olan ,kısa süre önce Gaziantepten ayrılan İsmet Taşdemirle de görüştü. Bu görüşmeden olumlu sonuç çıkmazken ( Bizim gazetenin manşete taşıdığı gibi ) İsmet taşdemirden Nasihat aldık. Allah razı olsun azda olsa nasihat verip bazı bizim bildiğimiz gerçekleri yönetimin önüne koymuş. . Bu kardeş demiş ki en az beş transfer yapmazsanız küme düşersiniz . Valla iyi demişte, birde nerelere adam alınsın diye rapor verseydi iyi olurdu. Bay Taşdemir sen söylemedin biz söyleyelim ,İyi bir sağ kanat hücumcusu, iyi bir orta saha ,iyi bir golcü, iyi bir sol ayaklı stober,iyi bir sağbek alınırsa mevcut Sakaryasporda taşlar azda olsa yerine oturur. Bu uğurda benim sofraya konulan son yeşil siyah haberlerde Teknik adam arayışı noktalandıktan sonra ,yeni teknik adamın vereceği rapor doğrultusunda takıma yapılacak takviyeler peş peşe Rüstemlere konabilir. Bu transferlerin kaçı olur, kim olur bilemem ,tahminim ,Pazartesi ,olmadı Salı günü Erzurum maçına kadar Rüstemlerde transfer trafiği yoğunluk kazanabilir. Sonuçta bu hafta sonu transfer bitiyor ve Sakaryaspor yönetimi elini çabuk tutarken,alaçağı futbolcuların kalitesini, takıma yapacağı katkıları da çok iyi hesaplaması gerekir. NOT Boluspor maçında dördüncü golden sonra tribünü terk eden Başkan Kıratlıya tavsiyem olsun, transferlerde bu işin ehli kişilere başvurun. Bu gün ki takımı yapanlar sınıfta kalmıştır. Takım yapmak, yeni yapılaşma için kafa yormak liyakatsiz, iş bilmeyen ,dost ahbab kişilerin yapacağı iş değildir. Bir kez daha hatırlatayım dedim. Bu arada Çoşkun Demirbakan Cavit Dereliye konuşmuş ,Ben bu takımı Playof oynatırım diyerek iddalı bir laf etmiş. . Çoşkun bu böyle dediyse bir bildiği vardır. Bana göre de Çoşkun Demirbakana bu uğurda ufak tefek rötuşlarla, ona buna bakmadan , bu takım İmparatora teslim edilmeli
YEŞİL SİYAH YAS ( SİVAS YOLUNDA KAYBETTİĞİMİZ CANLARIN 23 ÖLÜM YILDÖNÜMÜ )
Sakaryasporun Yeşil Siyah tarihinde 7 Eylül 2002 de Sivasspor maçına giderken yaşanan trafik kazanın üzerinden geride kalan pazarda 23 yıl geride kalmış. Unutmak ne mümkün, ,nasıl unutalım ki Aykut Yiğit ( Genel menajer) Fırat Öndil ( Futbolcu ) Çüneyt Çukur ( Masör) Fevzi Ergünoğlu ( Orci Malzemeci ) Selami Uludağ ( Şöför ) Feti Gültekin ( Yönetiçi ) Yozgat yakınlarında yaşanan talihsiz kaza ile aramızdan ayrıldılar. O gün yaşananları yerinde izleyen, yerinde yaşayan biri olarak onları bir kez daha sevgiyle saygıyla anıyorum. Yıllardır 7 Eylül geldimi yazar çizerim, yazdıklarımın içinde Aykut Yiğitin Sivasa gitmeden önce beni arayıp, Nazım Hocam seninle dertleşmek ,seninle bazı şeyler paylaşmak istiyorum dediği anlar hep aklıma gelir. Acaba bana ne diyecekti? Ne anlatacaktı. ? Kazada yaşamını kaybedince bu soruların içi boş kaldı. 7 Eylülde gazeteci olarak o gün yaşananlara şahit olan, Yozgat yakınındaki kaza yerine gidip, kazanın olduğu yerdeki kaza yapan Yeşil Siyah aracın yıkık dökük halini, Aykut Yiğitin başının çarptığı ağacın dibinde ayakkabılarını görüp ah çektiğim anlar,Sivas Devlet hastanesinde siyasilerin ,Bürokratların ,Şehrin ileri gelenlerinin istila ettiği, kazadan sağ kurtulan oyuncuların, Teknik kadronun perişan hallerine tanık olduğum anların üzerinden tam 23 yıl geçmiş. Ahhh ,ne diyelim,acı düştüğü yeri yakar. Bu vesileyle ölenlere Allahtan rahmet ,bu gün hayatta olan futbolcu ve teknik ekibe ,yakınlarına baş sağlığı dileğimi iletiyorum. Allah bu tür kazaları hiçbir kulübümüze göstermesin.
KONTROLLÜ KAÇIŞLARMI ?
Sezon başında şehrin büyük desteğini alarak kurulan adına da kontrollü yönetim layık görülen yönetimden ufak ufak kaçışlar başlamış görülüyor. Kötü gidişatın içinden kendilerini uzaklaştıran Murat Filizfidanoğlu, Mesut Büyükaslan ve Yusuf Aksarı yönetimden affını istemişler. Bakalım kontrollü yönetimin başı bu ayrılıkların içini nasıl okuyacak? Görülen oki Muhammed Kıratlının, dost ahbap ilişkilerini siyasi kapın içine koyarak oluşturduğu yönetime olan güvensizlik kontrollü kaçışların hızlanmasına sebep oldu. Daha kaçan olur mu ? Bu gidişle öyle gözüküyor. Bu yönetimin içi beceriksiz yönetici resimleriyle dolu. Böyle olunca da en ufak sallantıda ,bu kontrollü yeşil siyah gemiden ayrılışlar devam ederse ben şaşırmam sizde şaşırmayın. Liyakın olmadığı ,siyasi yelpazelenin çizdiği rotada yelken açan yeşil siyah futbol gemisi bu gigişle karaya çok zor çıkar. Bu hafta içi yapılacak son rötuşlar Rüstemlere ne katacağını göreceğiz.
SOLSKJAER VE MOURİNYO
Beşiktaşta Norvecli teknik adam gitti, dertler bittimi?. Medyanın bir türlü içine sindiremediği Solsjaer ,hak edişiolan tazminatını almadan adam gibi evine giderken Beşiktaşta ne değişti ? Avrupa’dan elense de ,yeni yapılaşma için hamleleri olan Norveçli Teknik adama sabredemeyen, onun arkasında duramayan Serdal Adalı yönetimi ,kamuoyu ve taraftar baskısıyla Sergene koşarak, Beşiktaşı bir kez daha kaosun içine itmiştir. Teknik adamın arkasında dursaydı ne olurdu ?Ne olacak ,en azından gelecek adına bir şeyler inşa edilirdi. O şansta uçup gitti. Beşiktaşın bu gün yaşadıkları teknik adam sorunundan çok beceriksiz yönetimlerin izledikleri transfer ,izledikleri yapılaşma modelini içerir. Solsjaer gitti, sıradan düşmeye namzet Alanya’ya karşı Sergenli Beşiktaş kaybetti. Kimsenin ahı kimsede kalmaz.Tazminat zengini Mourinyo Fenerbahceden 12 Milyon Euroya yakın para alırken ,Solskjaerin Beşiktaş’tan tazminat almamasını her kes bir kenara not etsin. Bu devirde böylesi sağlam duruş her evin kapısından içeri zor girer. Sergen yalçının ayrılık için tazminat maddesini koydurmamasını biz Solsjaerle aynı kantara koyup tartmıyoruz. Sonuç Norvecli teknik adam giderken önemli mesaj vererek gitmiştir. Buraya yazıyorum Beşiktaş bu Norvecliyi, böylesi güzel yürekli, her şeye positif bakan, reklam ve para budalası olmayan Teknik adamı zor bulur.
İYİ YÜREKLİÖRNEK FUTBOLCU ARDAGÜLER
Arda Güler İspanya devi Real Madrid’de futboluyla ,sosyal hayatın içindeki renkli kişiliği ,yardımsever kalbi ile gönüllere taht kurmaya devam ediyor .Arda Gülerin bizim ülkemizde Eğitim gören yardıma muhtaç talebelerin eğitim masraflarını karşılamasının ardından bu kez kanserli bir hayranına uzattığı yardım eli karşıma dikildi. İnanın bu haberi okurken duygulandım, gizliden gizliye göz yaşı döktüm. Helal olsun sana be evlat. Kazandıklarının bir bölümünü ihtiyac sahibi olanalara dağıtan bu çocuğun bizim çocuğumuz olması beni ayrıca gururlandırıyor. Allah daha çok versin,Allah seni korusun evlat. Son olarak İspanyada Real madrid taraftarı Kan kanseri olan küçük bir çocuğun ölmeden evvel Ardayı görme isteğine koşarak giden genç arda hastana ye giderek onunla resim verdi. O bununla da kalmadı, sıkı durun ,bu çocuğun tedavisi için lazım olan 3 Milyon Euroyuluk hastane masraflarınıda karşıladı. Valilik izni ile Sakaryanın merkezi yerlerine semasa hastaları için kurulan standlara para atmaya kıyamayan bizlere , Semasa hastası olan çocuklarımıza uzaktan bakan uç beş kuruşu çok gören bu şehrin zenginlerine kapak olsun. .Helal olsun sana Arda ,helal olsun senin gibi bir evlat yetiştiren ailene.
TATLI DOSTA ( Muzaffer Tatlı anısına )
Muzaffer Tatlı benim dostum, arkadaşım kardeşim, görüştaşım ,Karasunun siyasette günlük hayatta, önemli fikürü olarak yaşadı ve bundan iki yıl önce yaşama veda etti. Onun Karasu için ,Sosyal Demokrat iktidar için hayalleri vardı,bu hayallerini yaşama geçiremeden aramızdan ayrıldı. Muzaffer Tatlıyı ,onunla yaşadıklarımı anlatırken, kaleme alırken yüreğimde fırtınalar kopuyor.insanın sevdiği birini kaybetmesi, ölümünden sonra onu anlatması çok zor be dostlar.. O benim için Karasunun yarısıydı gitti iş yeri tabelası kaldı. Oradan geçerken o tabelaya bakıp onun penceresinden bana el el salladığım günler gözümün önünden geçerken, o anlar aklımda hareketlenirken yüreğim duygu seline kapılıyor. Peşkeşe kaybettiğim Muammer uckun ve Muzaffer Tatlı benim karasu sevdamın içinde yer alan baş aktörlerden ikisinin adıdır. Bu gün onlar ebedi hayattalar, bizse sıranın bize geleceği günleri beklemeye aldık. Her canlı yaşar ve ölür,bu kaçınılmaz bir sondur. Ancak bir insan yaşarken geriye iyi miras yüklü olarak bırakırsa, ölse bile unutulmaz Bıraktığı güzel anlar insanların kalbinde her zaman yerini korur. Sizi bilmem ama Muzaffer Tatlı ve Muammer Uckun iki Aziziyeli olarak benim için öyledeydiler. . Sözün özü yaşları bana yakın iki dostu unutamıyorum. Ne zaman Karasuya gitsem, ne zaman karasuda Muzaffer Tatlının eseri İlçenin değerleri remilerinin altından geçsem, onunla yaşadığım hoş sohbet anlar gözümün önünde yeşerir. Ölümünün ,aramızdan ayrılışının ikinci yıllında MuzafferTatlı kardeşime ,Muammer Uckun dostuma Allahtan rahmet dilerken yakınlarına da sabırlar diliyorum. Yaşadığım sürece bu iki dostu ,Karasunun Öncü gazetesinin köşesinden ,içim burgulsada, onları yazmaya devam edeceğim. ,O nlarla yaşadıklarım bir filim şeridi gibi gelip gözlerimin önünden gelip geçse de ben onları yad etmeyi ,onları size anlatmaya devam edeceğim. Ruhların şad olsun güzel insanlar, güzel dostlar. İnanın eksikliğiniz hem Karasuda ,hem de semtiniz Aziziyede fazlasıyla hissediliyor. Önümüzdeki sene yine bir Eylül gününde buluşmak dileğiyle bu dünyadan size el sallıyorum.
İHK ÖZGÜR KALDIMI ?
Sakaryada İHK de Başkan Özgür Aygün gitti, yerine varisi ,onay verdiği Gürkan Tekneci geldi. Bu süreçte bazı eller devreye girsede, farklı isimleri ortaya atsada MHK Sakaryadan Gürkan Tekneciye ekibini yap diye meil attı. Gürkan Teknecinin halen onay almayan İHK listesinde ,bazılarının içine sindiremediği Engin Bıçak da var. Sonra kimler var ? Süleyman Durmaz ,Uğur Garan , Murat Baş MHK ye postalanan yeni kurul üyeleri. Aslında isim olarak, düşünsel anlamda değişen bir şey yok. Özgür Aygünün uzun süredir kafasındaki ayrılık gerçekleşti ve nöbet değişimi Hakem evinin kapısından içeri girdi. Son yıllarda yukarılara hakem taşımada sorunları ve eksikleri olan Hakem evi bu tip değişimlerle fazla kafa yormadan ,işine bakmalı . Bunun içinde en tepedki Hakem ( Atilla Karaoğlanda ) el verirken ,hesap kitap yapmadan her kese eşit mesafede durarak örnek bir duruş sergilemeli. Herkes gelen kurullara el verir ,onların daha özgür çalışmasına katkı sunarsa , Hakem evinden çıkacak başarıdan herkes kendine düşen payı alır. Kavga ,ihtiras ,birbirini çekememe ,senden benden ayrımı dün vardı, bu gün farklı kılıklarla olsa da yine hakem evinin catısı altında gezdiğine tanık olmak beni üzüyor..,Bu değişim anında ortaya saçılan ,Sosyal medyadaki alaycı görüşleri de içine koyarak üzülerek gördüm. Şu bizim hakemler nedense birbirlerini sevmeyi beceremediler. Özgür Aygün gitti, İHK ve hakemler özgür kaldı mı? Bana göre bu şartlarda ,bu çekişmelerin içine sağlıklı çocuk, sağlıklı hakem resmi koymak adına zorlanıyorum. Özgürlük Türkiye’de yeni Türkiye düzeninde nerede var ki, biz hakem evinden özgürce icraatlar bekliyoruz. Son sözüm Gürkan tekneci ,daha önce başkan yardımcısı olduğu İHK ye Başkan olarak geriye döndü. Tekneci ismi ılımlıdır,yapısında güler yüz vardır. Umarım icraatlarında yüz güldürür. Bu arada MHK nin Bölgesel sorumlusu Yılmaz Kalka MHK nin mentör ,hakem izleme Estetikçisi kadrosuna uygun bulması Yılmaz kalk adına olumlu atılan ayak izlerinin ,onun göğsüne taktığı başarı nişanıdır.
HALİL UMUT MELER CENEVREDE
Kısasüre önce Sosyal medyada aslı astarı olmayan bir haber çıkmıştı. Neydi bu Haber? Halil Umut Meler hakemliği bıraktı. Bu haberi okuyan, habere inanan renkli takım taraftarları bu sürece alkış göndermeyi ihmal etmemişti. Sonradan bir baktık ki H. Umut Meler 1-3 Eylül tarihlerinde İsviçre’nin Cenevre kentinde düzenlenen Elit hakemlerin katıldığı seminerde yerini aldı. Oyun kuralları, SDS Atletik testinde başarılı olan H.U.Meler FİFA hakem listesinde kalmak adına ,onu çekemeyen, hakemliği bıraktı haberine balıklama atlayan art niyetli taraftar gruplarına da gereken yanıtı verdi. Bakın dostlar o bizim Avrupa hakemliğinde marka değerimiz. Keşke H.U Melerden başkaları da o kategoriye girip Türk hakemliğini oralara taşısa. Ülkemizde yapılan kondüksiyon testlerine şaibe yükleyenlere bir hatırlatma, siz FİFA nın yaptığı SDS kondiksiyon testlerine ,yazılı sınavlarına dil uzatamazsınız. Ben H.U Meleri kutluyorum. Umarım bu sezon FİFA nezrinde alacağı maçlarda daha başarılı olarak, hakemliğini daha yukarılara taşır.
