Bugün burada, “Acılarımızı siyasete alet etmeyin” diyerek sürekli üstünü kapatan zihniyete karşı mücadelemizi bir kez daha göstermek için toplanmış bulunuyoruz.
O acılı gecenin üzerinden tam 25 yıl geçti. 17 Ağustos 1999… Kiminiz evladını, kiminiz komşusunu, kimimiz ana babasını kaybetti; ama hepimizin ortak bir özelliği vardı: Hepsi bizim canımızdı.
Tüm uzmanların, bütün Türkiye’nin, hatta bütün dünyanın bildiği üzere, 280 bin nüfuslu Adapazarı ilçemiz, fay hattı üzerine kurulmuş, yumuşak zeminli bir yerleşim alanı. Aralıklarla her 25-30 yılda bir büyük deprem beklenen ama yöneticiler tarafından da hiçbir önlem alınmayan ilçemiz!
22 yıllık AKP iktidarının “kalesi” olarak görülen fakat yerel ve genel iktidarın üvey evlat muamelesi yaptığı Adapazarı ve yalnız bırakılan Adapazarlılar için buradayız!
25 yıldır hayalet binaların içerisinde yaşadığımız ilçemizde tam 8 bin hasarlı konut mevcut. Yerel seçimler öncesi projelerimizi anlatırken, şehrin önceliğinin deprem olduğunu her yerde, elimizin değdiği her vatandaşımıza haykırdık. Belediyeciliğin sadece park, bahçe yapmaktan ibaret olmadığını; bilirkişilerle az riskliden çok riskliye doğru şehrin envanterinin çıkarılması gerektiğini belirttik; her mahallemizde yaşam konteynerlerinin olması gerektiğini anlattık.
Velhasıl kıymetli Adapazarlılar, bizlere ana muhalefet görevi verdiler. Seçim sürecinde ve seçimden sonraki süreçte, Adapazarı Belediyesi’nin deprem ile ilgili hiçbir girişiminin olmadığını hep birlikte izliyoruz. Fakat artık bu sürece tüm Adapazarlılar ile birlikte “Dur!” demek istiyoruz.
“Yerinde Kentsel Dönüşüm” adı altında “Ada Hayat” diye lanse edilen, aslında meclis üyelerine yer toplatılan, zenginin daha zengin olduğu bir proje olan “Ada Rant” projesi göz boyamaya devam ederken, bizler hasarlı konutlarda dua ederek, nasip diyerek, kader diyerek oturmaya devam ediyoruz.
Olası bir depremde, 8 bin hasarlı konuttan dörder kişi rahmetli olsa, tam 32 bin canımız tedbirsizlikten “kader” diyerek yok olacak. Bu canlardan biri siz, biri evladınız, biri eşiniz olabilir. Artık “Her şey Allah’tan.” Diyerek kenara çekilme zamanı bitsin! İnsanların manevî değerlerini kullanarak onları yalnızlığa terk etmeyi bırakın! Unutmayın ki “Tedbir bizden, takdir Allah’tandır.”.
Bizler, kendi çıkar ve menfaatimiz için kimseden bir şey istemiyoruz. Deprem olduğunda kullanacağınızı söylediğiniz yedek akçeleri önce tedbir için kullanmanızı, deprem şehrini depreme dayanıklı hale getirip “Önce insan, önce yaşam” demenizi istiyoruz.
Adapazarı Belediye Meclisi’nde “Acil Deprem Komisyonu” kurulmasını bir kez daha yineleyerek öneriyor ve istiyoruz. Adapazarı İlçe Başkanlığı olarak, aylardır gerek basın yoluyla gerekse meclis toplantılarında gündeme getirdiğimiz deprem komisyonunun, halkın yararı ve güvenliği açısından elzem olduğuna inanıyoruz. Nitekim Meclis Üyemiz, Grup Sözcümüz Serhat Erişir; deprem komisyonu ile ilgili dilekçesini de bizzat Belediye başkanına sunmuştur.
Belediye Başkanı Sayın Mutlu Işıksu’ya buradan sormak istiyorum: Halkın seçtiği meclis üyelerinin AKP, MHP, CHP, Yeniden Refah Partililer’in depreme daha dayanıklı bir kent yaratmak için komisyonlarda yer alması ve vatandaşın daha güvenli bir Adapazarı’nda yaşaması için çalışmasını neden istemiyorsunuz? Atanmışların değil, seçilmişlerin şehir için çalışmasını sağlamak sizin elinizdedir.
25 yıl sonra, bugün yine deprem şehitlerimizi saygı ve rahmetle anıyoruz. Unutmadık, unutmuyoruz!
Daha güçlü bir Adapazarı’nı birlikte inşa etmek için üzerimize düşen her göreve hazırız.
Hepinize teşekkür eder, saygı ve selamlar sunarım.
Cumhuriyet Halk Partisi
Adapazarı İlçe Başkanı
Sabri Anıl Özkan