DEVA Partisi Sakarya Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Mehmet Erdoğan SATSO’yu ziyaret etti ve iş dünyasından temsilcilerle bir araya geldi.
DEVA Partisi Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Mehmet Erdoğan Sakaya Ticaret ve Sanayi Odası’nda yaptığı konuşmada Sakarya tarımı ile ilgili değerlendirmelerde bulundu.
Belediyelerin çiftçiye rakip değil destek olması gerektiğine vurgu yapan Erdoğan Büyükşehir Belediyesi’nin icraatlarını sert bir dille eleştirdi. Şehrin üzerinden yük alması gerekenlerin şehre yük olduklarını söyleyen Erdoğan şunları söyledi:
“Sakarya Büyükşehir Belediyesi üç tane anonim şirket kurmuş. Bunların genel müdürleri var, genel müdür yardımcıları var, yönetim kurulu üyeleri var. Ne yapıyor bunlar? Bakacak köyünde çilek yetiştiriyor. Akyazı’da domates yetiştiriyor. 160 tane de manda almış, manda çiftliği kurmuş, manda yetiştiriyor. Belediyenin büyük kaynakları oraya yatırılmış. Sözde Akyazı’da topraksız tarım diyerek kurdukları yerde jeotermal enerji ile domates yetiştireceklerdi. İyi hoş da, atmışlar sondajı jeotermal çıkmamış. Ne yapıyorlar şimdi? Fuel Oil ile ısıtıyorlar. Yani biz fuel oil ile domates yetiştiriyoruz. Bal 54, Süt 54 diye dükkanlar yapmış. Süt satıyor, bal satıyor belediye. Çilek, domates yetiştirmek, mandadan süt almak belediyenin asli görevi değildir. Ayrıca belediye süt satmaz, ihtiyaç sahiplerine ücretsiz süt dağıtır. Belediye neden mal satsın, neden esnafla rekabet etsin?
KENDİ CEBİNİZDEN YAPMAYACAĞINIZ İŞLER İÇİN MİLLETİN PARASINI NEDEN HARCIYORSUNUZ?
Ben iş adamıyım. Aynı zamanda işletme yüksek lisansı yapmışım. Finansman nedir, kar nedir, zarar nedir, fizibilite nedir bilirim. Şimdi ben soruyorum mevcut belediye başkanına ve onun yerine geleceğini iddia eden aday arkadaşa, bu para sizin olsaydı bu işe yatırım yapar mıydınız? Öte yandan göreve geldiğimde mevcut belediye başkanına il teklifim “bu mandaları sen satın almak ister misin” olacak. Sen kendi cebinden yapmayacağın yatırımı milletin parası ile neden
yapıyorsun? Dürüstlük sadece oradan buradan çıkar sağlamamak değil, beytülmalı kendi malından üstün tutmak, onun sorumluluğunu taşımaktır. Bakın orada fakir fukaranın parasıyla yaptığınız yatırım heba oldu gitti.
TARIMA VE ÇİFTÇİYE DESTEK OLMAK, İŞİNİ KOLAYLAŞTIRMAK ZORUNDAYIZ
Tarımda yapılması gereken şey çiftçinin önünü açmak, ona destek olmaktır. Çiftçinin girdi maliyetleri çok yüksek olduğu için para kazanamıyor. Bizim yapacağımız da tohum desteği, ilaç desteği gibi desteklerle girdi maliyetlerindeki yükünü hafifletmektir. Otururuz çiftçi örgütleriyle karşılıklı elimizdeki imkanlar ölçüsünde ortak akılla ne yapabiliriz, birlikte karar veririz, gereğini yaparız.
Tarım bizim için olmazsa olmaz. Bakın bizim tarım ihracatımız yok. Biz çiftçimiz için neden yeni pazarlar oluşturamıyoruz? Yapacaksak bunları yapmamız lazım. Ürünlerini aracısız satabilecekleri pazarlar oluşturmamız lazım. Mentörlük yapmamız lazım. Onlara rakip değil, destek olmamız lazım.
KIRSAL MAHALLEYE DÖNÜŞÜMÜN ÖNÜNÜ KESMEK TARIMA İHANETTİR.
Büyükşehir yasası çıktıktan sonra köylerimiz mahalle oldu. Köylerin ortak malları da belediyelere geçti. Merkezi hükümet tarıma zarar veren bu hatayı görmüş, kırsal mahalleye dönmek isteyen köylere ya muhtarlar aracılığı ile ya da köylülerin imzası ile başvurdukları takdirde Büyükşehir Meclisi’nden çıkacak karar ile kırsal mahalleye dönüşme imkanı tanımış. 30 il belediyesi içinde 29 tanesi kabul etmiş. Bir tek Sakarya’da kabul edilmedi? Niye? Sakarya’da 34 köy demiş ki biz kırsal mahalleye geçmek istiyoruz. Ama Büyükşehir yapmıyor. Çünkü satılacak çok tatlı malları var köylerin. Rant var. Bu tarıma yapılan çok büyük bir ihanettir. Sen orada üç beş kuruş için köylünün malını satacaksın diye tarımı köylüyü neden engelliyorsun.